5 Nisan 2009 Pazar

mitto


bir fincandaki kahve karası ses
ablalarım sorar sadece
ses kalın
sorgu hacmen yorgun
aile henüz parçalanmadı

birşeylere müftelamıyım yoksa onlarmı benle
benle olan rüyalarsa sadece
ben birşeyler sanmışım mataryelde
bir maden
bir tırnak sesi
dinlerim sadece içi dolumudur boşmudur

an'ı yaşadık hep biz
yarına allah kerim
sorar ebebeğin sadece
sürermi hayat böyle
sürmez elbette
ışık var rüyamda
masallardada elflerin bir ışığı var hala
ormanın derinliklerinde bana özel
bir cesaret lazım ozaman
hacmen ikiyüzde doksan
taşırmı bu benden ozaman
ateş yanar kıvılcımıyla koşar zaman
pirmiyim ,şehmiyim
değilim...
seyyahım sadece
bir orman var
bulanması muhtemel bir ateş
sen beni bekle bir köşede sadece
kıvılcımda olsan
sararmayı bekleyen yaban çiçeğide olsan
bekle beni
ışınlar içinde bir ışın olsan
an olur olursun
an olur yok olursun
sen icabında toprak olursun
ben depremle içine dolmuşum
yaşam kokusunu sunar
ama tabiatana bana sorgu eder
eder ve der ki
simya altınla eşilmez
üstumde simya ...

rüzgarın sovurduğu toza bile hükmeder
kelebek rengini sebebinden alırsa
sebebim saçına değil
bana rengimi yükle
sadece kırmızıyı değil
maviyide göster bakalım
gözlerin bana yeşil bakmasın sadece
yangın mavisi var birde
yanar yeşiller içinde ormanlar
orman bu ki
yandıkça maviyi türetir içinde
çok enteresan
iki oksijen bir hidrojen

20.03.2009 orhan akgören

1 yorum:

Mutluluk @Sessizlik dedi ki...

çok güzel bir anladım . seni seviyorum canım hem de çok