5 Nisan 2009 Pazar

BANA ÖZEL



bir belirsizliğin içindeyim
nerdeyim ,nerden düştüm ,kim kaldırdı
kim görüyor beni
düşler kuruyorum
sebebim benim düşlerimi boyuyor
bir renk yüklüyor
pantonede numarasız kalıyor
tek krişe bir baskı bu
nedensizlik bundan
heybeli bir yaşam hediye ediyorum
naylon bir ip
kırmızı
boazımda düğümleniyor
içtiğim sadece nektar
kandırılmışım suyu çok
iki damla rom
benim belirsizliğimde kaos
bilemediğim bir metaryal içinde
dönüp duruyorum sadece
fiyatı bile belli değil
aynı benim gibi ...


orhan AKGÖREN 27.01.2009

mitto


bir fincandaki kahve karası ses
ablalarım sorar sadece
ses kalın
sorgu hacmen yorgun
aile henüz parçalanmadı

birşeylere müftelamıyım yoksa onlarmı benle
benle olan rüyalarsa sadece
ben birşeyler sanmışım mataryelde
bir maden
bir tırnak sesi
dinlerim sadece içi dolumudur boşmudur

an'ı yaşadık hep biz
yarına allah kerim
sorar ebebeğin sadece
sürermi hayat böyle
sürmez elbette
ışık var rüyamda
masallardada elflerin bir ışığı var hala
ormanın derinliklerinde bana özel
bir cesaret lazım ozaman
hacmen ikiyüzde doksan
taşırmı bu benden ozaman
ateş yanar kıvılcımıyla koşar zaman
pirmiyim ,şehmiyim
değilim...
seyyahım sadece
bir orman var
bulanması muhtemel bir ateş
sen beni bekle bir köşede sadece
kıvılcımda olsan
sararmayı bekleyen yaban çiçeğide olsan
bekle beni
ışınlar içinde bir ışın olsan
an olur olursun
an olur yok olursun
sen icabında toprak olursun
ben depremle içine dolmuşum
yaşam kokusunu sunar
ama tabiatana bana sorgu eder
eder ve der ki
simya altınla eşilmez
üstumde simya ...

rüzgarın sovurduğu toza bile hükmeder
kelebek rengini sebebinden alırsa
sebebim saçına değil
bana rengimi yükle
sadece kırmızıyı değil
maviyide göster bakalım
gözlerin bana yeşil bakmasın sadece
yangın mavisi var birde
yanar yeşiller içinde ormanlar
orman bu ki
yandıkça maviyi türetir içinde
çok enteresan
iki oksijen bir hidrojen

20.03.2009 orhan akgören

gogito

elimde bir gül tutmaya çalışırken
sapını avucunun içine batıran bir salağım ben ...
ama salaklığını hiçe sayıp
akan kanı izleyen bir seyirciyim ben
seyrederken manalar yükleyen
bir şiirim ben

sen ki
beni öyle çok severdin ki
gülün dikenide acıtır
sapıda ...
ama sen papatya derdin bana
bir demet olsun
sarı beyaz olsun
aynı senin gibi değilmi
beni kendi içinde severdin çünkü sen

gök kuşağının renklerini yüklemişsin kendine ,
kapşonunu çekiç dünyaya küsmüş
sadece bu renkleri etrafına saçar olmuşsun
için bende hapsolmuş
sıradan bir üzüntü değil bu
bu senide yakar benide
bir iskele ucundasın
uçsuz bucaksız bir derya
neden gükyüzü aydınlıkken senin içinde yaşattığın renkler
yere bakar bilemem ben
ıslak bir tahta
senin ayakların üşür
gel onuda benle ısıt
ten otuzaltı buçuk derece...

gükte yıldızlar var
yerde toprak
kalbim toprağa hakim bir ayı kapanında tutsak
kuş olmalısın anca beni kurtarabilmek için
farkedememişim
sen zaten bir periymişsin
ben masalımı rüyalarda aramışım
yanılgıyı dikenler arası korkuyla yaşamışım
rüyamda sen ol perim
uçur beni gökteki yıldızlara

şimdi ozaman süper kız sen ol
ve anlat bana
uçmalı insan
evet ama nasıl
sen yanlız olamaz ben sensiz olmaz
ozaman bir çözüm
beni kanatlarının rüzgarıyla savrulan bir toza çevir
bir pazazit gibi kanatlarında yaşayayım
senle uçayım
sen dünyasız ol
ben havasız uçayım
kural tanımadan
fizik bilmeden
süper kız
süper perim ol
benimle masal ol
bir canavarın uğultusunda
kendi yıldızımı kendi elimle yerine koyayım
bana izin ver
sonra yayır beni kanadına
yıldızımı deryanda izlet
sabahın hiç olmadığı kutuplarda
hangi kutup hangi zamana hükmen bilemem ben
asla
ama sen bana
düş tadında yaşat sana
süper kız sen değilmisin yoksa
senle var et beni
kanatların sesini duyar gibiyim
yok rüya değil bu
düşlemek gibi sadece
en harman pozisyon
dumanın çıplak ciğere değmesi gibi
sadece ama zevk dolu
benim dünyan dışı bir zevk bu
sendin bu gerçeğin adı
süper kız

nefes üflerim
ıslık dersin
bilirmisin
bir kürem var
birde hayalım
bu küre hayalin ta kendisi
derki ;
nefesin buğusunda çizilir yaşam
ben değil rüzgar üfler
kader olur yaşam
yaradan nefeslerin buğusunda ayarlar yaşamı
nefesin kesileceği yerde
birdaha kimse üfleyemez melodiyi
kadarini kimse değişemez
süper kızda olsan peride olsan
bir nefes var ki o üflenmiş
onun dışında üflenemez
sanrıymış görünen

gerçek bir masalın içine at beni
dünyadaki en buğulu sesle konuşuyorum senle
süper kızımsın benim
kadınım senin rüzgarına şiddetle karşe dırıyorum
nolur düşlerdeki gibi kanatlarının üzerine al beni
elimle koyduğum yıldızı senin ellerinle göstermeli

trio

izler vardı
her izde bir hatıra vardı
gerçek olanda bir sen bir ben vardık
ayışığı
gökteki dolunay
sarhoşluk dizboyu
kimse beni duyamaz
bir sen bilirsin bir ben
yaşamakmı ağlamakmı

bir gece
herkes için sıradan
bir seyyah
onun için hiç birşey sıradan değil
manzaralı bir teras
sefa için değil
cefa gözdeki yaşlarda
kan fırtına
rüzgar savurur sadece bulutları
gecenin köründe
an meselesi yaşamak yada ölmek
kurşun sıcaklığı
rüzgar soğuğu

sendin
düşüyordun kanlar içinde
teras beşinci kat
gece geç
bendim kabadayı
sen neden bana kendi yangınının içinde sarıldın
bilemedim seni saran bedenin yanacağını
dilerim
ne sen beni unut
ne ben seni
bu gecenin hatrına ,
bulutların hatrına
ayın hatrına
rüzgarın melodisiyle

şimdi yaşamak var
inadına yaşamak
bir köpeğin uğultusuyla sabaha uyanmak
yaşamak sadece
gökyüzünden süzülmek ölmeden
paran kadar süzülmek özgürlüğün bu olmuş
süzül şimdi süzülebildiğin kadar
kanatların yok
ama paraşütün var
parasını verdiğin sürece
bir özgürlüğün var
de ki ben havada kalacam
bulutlarda uyuyacam
varmı şimdi yaşamak için bir sebebin
eveet var ama olmayacak bir sebep bu

sen yarınımsın benim
bugünkü uçup düşebilmeler yok artık bende
sensizlik bulatlarda kaldı
doğacak oğluma bulut ismi olmayacak




23.02.2009

sadece anlıyorum

sadece anlıyorum
bu bir bilgelik
kimine göre bir erdem
mavinin ardındaki yeşili anlayabilmek
yeşilin ardınkaki maviyi anlayabilmek
birde bilmek bunların uzağı sadece tek renk
renkler içinde boğuşmadan
sade bir siyaha varmak
tüm renklerim ofset olarak bir çözüleni var
oda siyahtan türev beyaz

giydiğin kıyafet bile
ten rengini kapatamaz
varlık varsa yokluğu sormaz
sadece anla
bilgeliği ,erdemi
saydamlığın mavimi olması gerektiğini
yoksa yeşilmi

bir mum alevlenir
var olan teknolejik gelişmelere inat
hasretliğin nostaljik çerçevesi
bakar sadece etrafına
gel der
merhaba sevgiliye
sadece anlarım ben böyle anlarda
gölgemi izler
kalbimin gözeneklerinde
taktığım anlamları kavrarım

an olur
sadece anlarım
su mu mavi
yoksa
bakan gözlermi yeşil
yoksa su mu şeffaf
rom mu sanrılar yüklü
damıtılmış bir aşk yok bu yeryüzünde
mayalanmış beyinler var
ucuz yollu olmalı
kolay ayılmalı
var olmalı
insan sarhoş olmalı
birşeyleri anlayabilmek için
sadece bu olmalı
gerisi gizemli simyada saklı

21.02.2009

me!

bir bakıştır sesin kulağa olan çağrışımı sadece
tek bir bakış ve düzinelerce hece
bir amber kokulu hayalin içindeyim
bakışlar içinde bir yabancı
dilini anlayamam
bakarım sadece nasıl kokar diye
bak burnum da bakışlardan alır emirleri
şimdi anladın mı neden ağlamadığımı
gözlerim ağlar benim
damlayamam
bir sözler yokuşu
bir de anlatılamaz kokular içindeyim
bu hikayede gözyaşı yok
ama salya sümük ağlamak var ...

bgt ge

sen ver elini
bak pikap'ın notaları sadece geometri
damıtılmış bir aşk
altın ve gümüş ibriklerde seyahat eder

sıcak evin üşüyen kedisi
gel burnunu boynumda ısıt
ben hava çekerim ciğerime
rüzgar üflerim senin değirmenine
ekmeğim ol ,yuvam ol diye

sevgimi anlatamam sözcüklerle
bir emek gerektirmez sözler
değirmendeki rüzgar
gün olur ışık olur
ışık altında ocak olur
ocak içinde yemek olur
ocakta yüreğim kavrulur
namusum sevdam böyle belli olur

bir intihar süsü yok bu işte
düpe düz bir intihar
ölümle eşdeğer bazı zamanlar
şimdi sen varsın ben yokum dünya ne için var

ANLAŞAMADIĞIM

sen yeryüzünü bilmez olsan
ay kapkararırdı gamdan
notanın feryadı var
beni serzenişte seyretme
harama bulaşan gözüm var
senin şanının bir hırsızı var
soyumda sopumda var

sana ermek istemek
haramın cezbedişinden
ben kendimden geçmişim
yolum nerelerde
yolda seyreden arkadaşım
yolun tozlarına küfretme
yünahıma ortak olmadan



hissediyorum benle bizle oynuyorsun
yolların tozu buazına birikir
bunu bana söyletme


haramsın bana
aşkı seyrederek keyiflenme
yaşayacaksan cesurca
duayı ellerini açmadan bırakma

bir sel alır yelden
martının tüyü düşer gökten
anladınmı gök mavimidir
değilmidir
martı özgürmüdür
değilmidir
sebep sendemidir
yoksa yediğin yemektemidir
bir günaha eş değer olur
yolun tozu dumana kavuşur
oyun oynamak daha kolay olur
mesajlar hep cevapsızmı kalır

bir hiç oluyor zaman mekansız
küstürdüğün sevda sana çok ağır
yük taşıyamazsın bel kambur
dik sözler yokuşu
kaygan
ojeli tırnaklar
sadece aşağı kayarlar

acıtmaya başladı gülbahçemi
dikenleri arasından atılan taşlar
toprağın nemine sakladığım
güneş parlaklığı günah sıcağı laflar

yazdırtma bana seyr-i sefa dert-i cefa
hepsini yaşadım
hepsini anlattın
hepsini ve hep
beni bekletmende kavradım



orhan AKGÖREN 02.02.2009

BİR Mİ İKİ Mİ

kadehin son yudumu
kimse benim sezgilerle bir yudum sevgi bulurmu acaba
ben simyayı sevmişim
balıklar sadece yüzer
simyasını bilemezsin ki sen
bilmeye çalışan diğerlerini savunmuyorum ben
orgazım sonrası
değerlendirme zamanı
bir sigara yakmalı
buğusunda var kalabalık içi yanlızlık
şimdi daha iyi anlıyorum
sigaram daha berrak yanıyor
ikinci kıvılcımı çoktan vermişim ben
göz dünyayı sezer
yüzde kırkbeş rüyalarımdaki beni sezer
kimsenin bilmediği bir dille konuşuyorum ben
ama yüklenmesi gerekenler bunu biliyor
bir çiçeğe sen diyorum
bir destenin içinde tek başını dikilen
çokta bilen bir asidir o
onun rengi içi görünen zamansa sadece
bu doğa ana
senin yeşermene sebep sadece
rüzgar savurdu
sebep fırtına oldu
anlanması gereken bir problem
fizibilitesi beyaz üzeri siyah bir kağıt sadece
bu kağıt bir manayı sevdi
oysaki bir uçak bile olabilirdi
yada batmaya mahkum
bir kayık
gözlerim ağzımdan çıkan dumanla kayık
balıklar hala kedinin kusmasıyla ayık
saçlarınmı kaçtı boğazıma
yoksa bu bir hıçkırıkmı
senin susuzluğuna sebep...


orhan AKGÖREN 29.01.2009

I jua



sigara dumanının elektiriklenme üzerindeki gel giti !

bir kadeh kalmış eskilerden
bir bu kalmış ellerimden
bir içer bulmuşum kendimi ben
birinin konçertosuna nota basamazken (ben)

mısra sonu kafiyeler
bir beni bir seni bilirler
anlaşılmazlık içindeki
anlamanın ta kendisi ki ...


orhan akgören 28.01.2009